Powered By Blogger

17 Kasım 2010 Çarşamba

UZUN ZAMAN GEÇTİ...


Ne kadar zaman geçmiş ben Defnemin bloğuna yazı yazmayalı,taaa geçen Şeker Bayramında Kıbrıs'a giderken yazmışım,bugünlerde ise Kurban Bayramını kutluyoruz.Neredeyse 2 ay geçmiş ve ben tek kelime bile yazmamışım.What a shame!Ama sebepleri var mutlaka,yoğun tempo mu desem,akşam erkenden uyumak mı desem,bilgisayara sadece face e bakıp çıkmak için girmek desem,yada sınav,worksheet mi desem...aslında en önemli sebep benim Perim,Perim çok özür dilerim uzun süre ara verdiğim için...daha sık yazmaya çalışacağım kuşum.


Bu arada neler mi oldu,Defne kocaman oldu,9 ay bitip 10 aylık olma yollarında,bir diş çıkardı hatta ikincisi bekleniyor ,yolda sanırım,emeklemeye başladı,koltuklardan destek alıp ayağa kalkıyor,reklamları çok seviyor,kendi çapında konuşuyor bile,mesela e-daaa,ma-maaa,de-dee,anne-anneeee,diyor kendileri,yüzü gülüyor,kahkahalar atıyor,büyüyorda büyüyor maşallah,bu iki ay içinde bir grip geçirdi hatta ateşlendi ilk defa,huzursuzlandı,geldi geçti işte böyle koskoca 2 ay, haftaiçi 4 gün anneanneye gitti,orayı şenlendirdi,gezdi,tozdu.


Bugünlerde ise bayramın tadını çıkarıyor,bugün atlı karıncaya bindi mesela,çok eğlendi:)şu anda ise emekliyor ve çantamla oynuyor,ne mutlu Defne'ye,ne mutlu bize,iyi ki varsın baboli:)

4 Eylül 2010 Cumartesi

Hoşgeldin Eylül,Hoşgeldin Sonbahar...


Üşenmeyeceğim,yeniden yazacağım,az önce aynı başlıkla çok güzel bir yazı yazdım ama nasıl yaptıysam sildim ve çok üzüldüm.Nelerden bahsettim peki?Eylül ayının hoşgelişinden,havaların serinlemesinden,benim sonbaharı ne kadar çok seviyor olmamdan,Eylül'ün eşittir cam önünde yağmuru izlerken içilen kahve oluşundan,püfür püfür esen rüzgardan,şalsız dışarı çıkamayışımdan,sararmış yapraklardan.Hem de ne güzel yazmıştım.Olsun önemli değil,vazgeçmedim,işte yeniden yazıyorum.


Bu ay bizim için çok özel başladı aynı zamanda,çünkü Defnemiz kendi başına oturabiliyor,ne kadar sevimli durduğunu tahmin ediniz,resimde de olduğu gibi.


8 aylık olunca daha çok konuşmaya başlıyor bebekler sanırım,mesela ma-ma,a-da,ba-ba diyor ve sevinç çığlıkları atıyor bizim biriciğimiz.Artı yerlerde sürünmeye devam,hemde geri geri,çoğunluklada kendi ekseni etrafında.


Bu arada biz her an diş çıkarabilir diye bekliyoruz perimizden...


Bu hafta bayram,biz yokuz,Kıbrıs bizi bekler,sevdiklerle,can dostlarla bu bayram oradayız.

Herkese İyi Bayramlar...

27 Ağustos 2010 Cuma

Kumdan Kaleler...



Benim küçük papatyam tam bir deniz aşığı oldu bu yaz,çok güzel yüzdü balım benim,Zaten Defnem yıkanmayı da çok sever doğduğu günden beri...Defne'yi yıkamaya annemle başladık,ben annemin yanında 4 ay kadar eğitim aldım,izledim,öğrendim,cesaretimi topladım,artık babaların babası Sinancığımla birlikte duşun altında yıkarız biriciğimizi malum artık kendine ait küveti küçük geliyor.



Defne'yi ilk yıkayan annemdir,onu ilk havuza ve ilk denize sokan da...Annem iyiki vardır,çok özeldir,anne olunca bunu daha iyi anlayabiliyorum.Sanırım bu Defne içinde böyle olacak,ben ona anlattıkça anneannesinin onun için yaptıklarını,eminim o da bizim kadar minnettar olacak.



Bu yaz havuz maceramız İstanbul'da başladı ki havuz biraz soğuktu,Haziran başıydı,tabiki Defnemizi bir kere yüzdürdük,ardında Karasu da denizle tanıştı,bol bol yüzdü,yüzdükçe, su seslerini duydukça kahkahalar attı miniğim,ardından Trabzon,ve yine Karasu,kısacası bizim kızımız bu yaz Karadeniz ile tanıştı,korkmadı,sevdi.Benim anne olarak Defne için en büyük hayalim iyi bir yüzücü olmasıdır,bu yüzden 3 yaşına gelmeden derslere başlamasını istiyorum,neyseki babamızın okuldaki yakın arkadaşı Servet Hoca özel yüzme dersleri vermektedir,umarım bu planlarım gerçek olur ileride.Peki neden illede yüzme derseniz,bence bazı beceriler çok küçükken öğreniliyor,büyüyünce geç kalınmasından ve cesaretin kaçmasından korkarım çünkü.Nitekim yüzmek,bisiklete binmek,araba kullanmak şu an aklıma gelenler.Ben ve kardeşlerim çok küçük yaşta öğrendik bunları,babam saolsun çok hayat dolu ve öğretmeyi seven bir insandır,hepimizle ayrı ayrı ilgilenmiştir,ben de Sinan da öyle olup Defneyi hayata hazırlamak istiyoruz.Dilerim gerçek olur hayallerimiz.



Başlığa gelince,Kumdan Kaleler yapamadı tabiki benim kızım ama kumlarla oynamayı çok sevdi hatta onları yemeye bile kalkıştı malum artık ne varsa tadına bakılmak üzere ağıza götürülmeye başlanmıştı.Bir daha ki seneye çok güzel kumdan kaleler yapacağız kızımla hatta Sibel teyzemiz taaa Londra'lardan kova ,kürek takımını almış bile daha şimdiden.Buradan ona da kocaman sevgilerimizi yollayalım.



Yaz bitiyor,resimlerde,video kasetlerde,akıllarda kalan güzel anılarıyla.Deniz,kum,güneş,sıcaklar vs derken zaman yine geçiyor,hızla...Defnemiz de böyle güzel bir yaz tatili geçirdi diye eminim çok mutlu,tekrarlarını sevdiklerimizle yaşamak dileğiyle...Seneye kumdan kaleler yapılmış resimleri eklemek umuduyla,herkese kocaman sevgiler.

13 Ağustos 2010 Cuma

Perimizle gezdik,gördük,geldik...

Pericik kocaman bir aferini hakettin çünkü hayatının bu ilk yazında ve hayatının daha ilk 6 ayında çıktığın bu uzun tatilde anne ve babanı hiç üzmeden o kadar yolu gidip geldin.Kaldığımız her yerde herkesin gönlünü kazandın,herkesin kalbini çaldın,sevgini dağıttın...Canım kızım seninle gittiğimiz ve gördüğümüz yerleri daha detaylı başlıklar halinde yazacağım tabiki ama bu bize bir İstanbul'a hoşgeldin yazısı.
Hoşgeldin evine küçüğüm,ne kadar güzel yerler gördün değil mi?Önce anneannenin yazlığına gittik,en son sana hamileyken geçen yıl Şeker Bayramında gitmiştik babanla,şimdiye kadar çok güzel anılar biriktirdiğim Karasu'ya birgün hep seninle gitmeyi hayal ederdim ve bu yaz o hayalim gerçek oldu,sanırım sende teyzenler ve dayın gibi yazlarının bir kısmını Karasu'da geçirecek ve çok seveceksin.
Karasu'da kalınan 4 geceden sonraki durağımız Trabzondu,erkenden çıktık yola,babanla evlendiğimizden beri niyetimiz vardı ama bir türlü kısmet olmamıştı,seninle gitmek varmış,bizi orda bekleyen o kadar güzel insanlar vardı ki değil mi kızım?Büyük anneannen,büyük teyzenler özellikle Asuman teyzen ki kendisi doğumum ve sonrasında yanımdaki en büyük destekçilerdendir Sibel ve Sevgi teyzen kadar.Sonra Kerem dayın,kuzenler,kuzenlerin çocukları.17 saat süren yolculuk ardından vardık Trabzon'a.Malum seninle gittiğimiz yol kadar mola verdiğimiz zamanlar oldu,karnını doyurmak,seni uyutmak,yada sadece gezdirip dolaştırmak için,ama önemli olan sağlıkla varabilmemizdi gideceğimi yere.Trabzon' giderken tekrar hayran kaldığım Ünye ve Fatsa ise orada yaşanılabilecek kadar güzel yerler değil mi tatlım,küçük,sakin,modern ve en önemlisi deniz kenarında...
10 gün kalınca Trabzon'da,gezince Uzungöl,Sümela Manastırını,hayran kalarak bu kadar yeşilliğe ve cennetten köşelere,erteleyerek Ayder yaylasını bir daha ki sefere,yaparak aile ziyaretlerimizi,yüzerek Karadeniz'de,yiyerek kuymağı,yaparak tatlı hoş sohbetleri ayrılma vakti gelip çatınca ağlayarak,sarılarak uzun uzun sevdiklerimize Bartın'a doğru yola çıktık yakında tekrar görüşmek umuduyla Trabzondaki sevdiklerimize.
Babanın memleketinde geçirilen hoş saatler,ziyaretler,gelenler gidenler,akşamları gezmeler,dışarıda uyumalar,arkadaşlar,akrabalar,dostlar derken her güzel şey gibi onunda sonu vardı tabiki.Sıcaklar iyice bastırmaya başlamıştı,Trabzonun serin havasından sonra bu sıcak havaya alışman gerekiyordu,ve tanıştın hayatının ilk sıcağıyla.Bir sonraki durak ise Zonguldaktı.
Babanın anneannesi nasıl da 4 gözle bekler bizi her seferinde,bu sefer seninde geleceğin için inanılmaz bir heyecanla.Nasıl cömert bir insandır,nasıl hakeder sevgiyi ve saygıyı,sizi seviyorum demeden ne uyur,ne telefonu kapatır,inanılmazdır kısacası,sevgisini sonuna kadar anlatan ve gösterendir.Bize herkes gibi açtı yüreğini,kapısını,iki köpeği Lady ve Poyrazdan da ayrılamaz,bırakamaz onalrı kimselere,sen ise nasıl sevdin onları,her havlayışlarında kahkahalar attın kuşum...Dolu dolu geçti Zonguldak,saolsun anneanne,herşey harikaydı.
Dönüş yoluna girmiştik artık,son durak yine başladığımız yer Karasuydu,deniz,kum,güneş,salıncak,hamak,anneannenin bahçesi ve özellikle senin elinde olmazsa olmaz yeşil biberlerin,tatlı muhabbetler,komşular,seni görmeye gelenler,seni sevenler,sitenin hayranlığını kısa sürede kazandın canım.Anneannen sana şarkılar besteledi,sen dansettin,denize girdin hatta deden sana ilk simidini bile aldı:)denizde attığın kahkahalarıda unutamam kuşum.Süper bir tatildi kısacası.
Uzundu,her anı dolu doluydu,sevgi doluydu,harika bir tatildi can kızım.Seninle geçirdiğimiz ilk yolculuktu ve çok özeldi,asla unutamayız,iyiki gitmişiz,iyiki görmüşüz,daha nice tatiller yapacağız beraber,canım kızım,tekrar aferin sana...Seni çoook seviyoruz...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

PERİM SEN HIZLA BÜYÜMEYE DEVAM ET...

Aman Allahım ne yoğunluktur bu aralar,neyse bitti,okullar tatil,kızımla 2 ay dolu dolu 24 saat beraberiz.YAŞASIIIIIN.Bu aralar yazamadım da,hep evden uzak olmamız gerekiyordu birtakım işlerimiz yüzünden,yarın da şöyle bir ay kadarlığına uzaklaşıyoruz,bu yıl Karadeniz turu yapalım dedik malum Ege ve Akdeniz çok sıcak olacağı için,biricik perimizi daha rahat nefes alabileceği,püfür püfür esen taze havasıyla daha keyif alabileceği düşüncesiyle Karadeniz turu yapmaya karar verdik ki zaten gitmemiz de gerekiyordu büyüklerimizin ellerini öpmeye.Hedef Trabzon ama ben Rizeyi de görmek istiyorum,daha önce hiç gitmedim çünkü,ve dönüşte Sinop ve Amasya özellikle gezmek istediğim yerler,umarım kısmet olur.Yarın Karasuyla başlıyor uzun yolumuz,Defnenin ilk uzun seyahati,çok eğlenceli olucak eminim,Defne arabayla dolaşmayı çok sevdiği için o da bu seyahatten keyif alacaktır.Yani inşallah öyle olur.

27 Haziran 2010 Pazar

A daughter is a little girl who grows up to be your best friend...

Evet bu söze kesinlikle katılıyorum,kız çocuklar annelerinin ve babalarının en iyi arkadaşları oluyorlar büyüdüklerinde,genelde etrafımda gözlemlediklerimde bu sözü teyit ediyor,ben,kızkardeşim,ablam,bizlerde büyüdükçe hem birbirimizin en iyi arkadaşları olduk,hem anne babamızın,en azından ben öyle düşünüyorum.Nasıl anne ve babamız bizim her anımızda,iyi günde,kötü günde hep yanımızda oldular,şimdi bizlerde hep onların yanındayız,her zaman elimizden geldiğince desteğiz onlara.İyi ki varlar,iyi ki kardeşlerim de var.

Defne Hanım'a gelince,ben her zaman Defnemizin en az ben ve babası kadar iyi bir evlat olmasını istedim çünkü annesi ve babası olarak biz herkese özelliklede ailemize karşı çok duygusal,duyarlı ve hassas insanlarız,ve asla bencil değiliz,umarım Defnemiz de bütün güzel huyları kendinde toplar,aslında çocuk gelişimde ebeveynler kadar çevrede çok etkili,dünyaya yeni gelen meleklerimiz umarım hep iyi insanlarla karşılaşır yada tam tersi olanlara karşıda kendilerini koruyabilir ve savunabilirler.

Söz nerden nereye geldi,insan herşeyden bahsetmek istiyor burda,velhasıl Defnemiz şu anda bile benim,babasının,teyzelerinin,anneannesinin,dedesinin en iyi arkadaşı oldu bile,ilerde de olucak bundan hiç şüphem yok,canım kızım,güzel insan seni çooook seviyorum,en iyi arkadaşımız olmaya devam et.

PS:Defnemiz hayatının ilk nezlesine Haziran sonu yakalandı,Cuma akşamı doktora gittik,çeşitli tedavi ilaçları verildi,haftasonu hiç dışarı çıkmadık,dinlendi,bugün daha iyiydi perimiz,yarın hiçbirşeyi kalmayacak eminim,bu arada Sinan ve ben de hayatımızın ilk imtihanını verdik,Defnenin bu ilk rahatsızlığında elimizden geldikçe iyi olması için onun yanındaydık.Gelmiş geçmiş olsun...SENİ SEVİYORUZ...

20 Haziran 2010 Pazar

ve"BABACIĞIM SENİ ÇOK SEVİYORUM"dedi Defne babasına...



Babacığım,

Babalar Günün Kutlu olsun.Bu ilk babalar günün eminim senin için çok özeldir.Sen bir insanın sahip olabileceği en iyi babasın ,çünkü;

.Hep yanımdasın,bunu her zaman hissediyorum.
.Beni çok seviyorsun ve sevgini her zaman bana gösteriyorsun,benimle konuşup,oynayıp,beni güldürüp,bana hep şarkılar söylüyorsun.
.Benimle ilgilenmeyi seviyorsun,çok sabırlısın,ne yapsam seni kızdıramıyorum:)

.Benim için herşeyin en iyisini yapıyorsun.

.Beni evimizin bahçesine çıkarıp gezdiriyorsun ve her yere götürüyorsun.

.Canım babam,bu ilk Babalar gününde sana annem aracılığıyla aldığım kitabını,gömlek ve pantalonunu beğenmişsindir umarım.Büyüdüğümde ben kendim seçeceğim hediyelerini.

.Büyüdüğümde sarılıp sana,öpücükler konduracağım yanaklarına,yine baba kız gezecek,eğlenecek ve güleceğiz..Seni Çok Seviyorum Babam ve Hep Seveceğim...

13 Haziran 2010 Pazar

Defneyle keyifli bir pazar günü...

Kızım büyürmüş de Pazar keyifleri de yaparmış.Benim canım arkadaşım Pınar,bizi ailecek Pazar kahvaltısına çağırdı o sıcak evine.Canım arkadaşım balkonunda ağırladı bizi,adalar manzaralı,yeşilliklere bakan.İstanbul'un merkezinde sanki uzak sakin bir yere gitmiş gibiydik.Mükellef bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı erkenden uyanıp,hava serin,manzara harika,muhabbetler samimi,içten;zaten Pınar ve eşi Salih bizim kardeşlerimiz gibidirler.Bu arada Defnecik kendi kendine ana kucağında oyunlar oynadı,kendi kendine konuştu,karnını doyurdu 2 saatte bir ve uyudu.Bizi hiç üzmedi,o da bizler gibi Pazar keyfi yaptı açık havada.Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadık,kahveler içildi,derin konulara dalındı,Defnecik bizden birisiymiş gibi hanım hanımcık oturdu.Ta ki gidene kadar,Pınarcım kucağına aldı ben hazırlanırken,birden o gülücükler saçan Defne gitti ve çığlıklar atan Defne geldi:)neyseki kısa sürdü,sanırım uykusu gelmişti,derken biz çıktık ve dostlarımızla en kısa sürede görüşmek ümidiyle ayrıldık.Defnem hızla büyüyor,hayattan o da zevk almaya başlıyor,ve onu gözlemleyen biz sevdikleri hep şükredik,mutlu oluyoruz çünkü onu çoook seviyoruz.

11 Haziran 2010 Cuma


BALONCUKLARLA MERHABA
DEMEK HAYATA

Defnemiz 20 Ocak 2010 saat 13.48 de dünyaya geldi ve eminim şu sözlerle:)"merhaba,işte size sürpriz,erkenden yanınıza geldim,içeriside güzel ama beni bu kadar heyecanla beklediğiniz için dayanamadım,yanınızda olmak istedim".Benim her zaman istediğim şekilde genel anestezi ile sezeryanla dünyaya geldi kızımız.On dakikada almışlar Defneyi,benim odaya çıkmam ise 40 dakikayı bulmuş,anestezinden uyandığımda ameliyathanenin asansörünün önünde hemşire hanıma"Defne iyi mi,nasıl"diye ağlayarak sorduğumu çok net hatırlıyorum.Odaya çıktığımda ise ağlayan,miniminnacık bir bebek,Defnem,işte oradaydı,hemen kucağıma verdiler.O anı kelimelerle anlatmak imkansız...
Ben odaya çıkmadan önce uzun süre ağlamış perimiz,Birtanecik Babası,Anneannesi,Sibel teyzesi,Sevgi teyzesi,Asuman teyzesi,Hasan dayısı ,hemşire ablaları,özellikle unutulmaz bebek hemşiresi Yıldız Hanım,etrafını sarmışlar meleğimizin.Durup durup yine ağlamış.Sonra sakinleşince Sibel teyzemiz kare kare resimlerini çekmiş,ve kızımız onu dört gözle bekleyen ailesine ve dünyaya dudaklarının arasında baloncuklarıyla Merhaba demiş...

9 Haziran 2010 Çarşamba

DEFNECİK 5.AYA YAKLAŞIRKEN


.GÜNDÜZLERİ DAHA ÇOK UYUMAYA BAŞLAR.HATTA BU YÜZDEN AKŞAM UYKU SAATİ DEĞİŞİR.
.EK OLARAK SABAH ON GİBİ YARIM ÇAY BARDAĞI MEVSİM MEYVELERİNDEN PÜRE YER.
.GÜLER,KAHKAHALAR ATABİLİR.
.ONUNLA OYUN OYNANMASINA BAYILIR.
.ÇOK SİNİRLENİRSE KİMSE TUTAMAZ ÇOK AĞLAR.HATTA SESİ KISILIR.
.KİŞİLERİ VE NESNELERİ TAKİP EDER.
.SESLERE KARŞI ÇOK DUYARLIDIR O KADAR Kİ DEFNE UYUTULURKEN ARKA BAHÇEMİZDEKİ KOMŞULARIMIZIN ÇOCUKLARI ÖN TARAFTA OYNAMAK ZORUNDA KALIR DEFNE DALANA KADAR.
.ASLINDA DOKTORUMUZUN DEDİĞİ KADARIYLA BU HAFTA YOĞURTLA TANIŞMALIYDI AMA ANNESİNİN İLK DENEMEDE GÜZEL OLAN FAKAT İKİNCİSİNDE TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI YARATAN YOĞURDU TUTMAYINCA ANNE YOĞURT YAPMAKTAN VAZGEÇER VE ANNEANNENİN YAZLIKTAN GELİP YOĞURT YAPMASI BEKLENİR.(CANIM ANNEM İYİ Kİ VARSIN.)
.DAHA FAZLA SOSYALLEŞİR.
.KAN VE D VİTAMİNİ DAMLALARINA DEVAM EDER.
.MUTLUDUR,GÜLEÇTİR,GÜZELDİR,PRENSES VE PERİDİR.(SİBEL TEYZESİNİN YAKIŞTIRMASIYLA)

8 Haziran 2010 Salı

Dünya dönüyor,Defnemiz büyüyor...

İnanılmaz,vakit nasıl da hızlı akıp geçiyor?Defnemiz neredeyse 4 buçuk aylık oldu.20 Haziranda 5 aylık olucak benim minişim.Her geçen gün perimiz biraz daha büyüyor,karakteri gelişiyor,el kol haraketleri artıyor,gülücükler dağıtıyor,ek gıdalarını yiyor,uyuyor,oynuyor...
Dün Sevgi teyzesiyle kaldı ben okuldayken,anneannemiz yazlıkta olduğu için,Sevgi teyzemiz yıllık izninin 4 gününü bize ayırdı saolsun,herşey ben okula gidene kadar iyiydi,ben 11 e çeyrek kala çıktığımda uyuyordu miniğim,zaten 2 buçukta gelicektim,ben çıktıktan sonra kalkmış ve çooook ağlamış,eve geldiğimde gayet keyifliydi,maalesef o kadar ağladığı içinde bugün sesi kısılmış kuzumun,,sesler çıkarırken,gülerken sesinin kısık olması bizi hayli üzdü.Ama genel olarak bugün çoook iyiydi,zaten beni camda karşıladılar biricik teyzesiyle...
Bebekler ağlayarak büyür derler,evet gerçekten öyle,hem ağlar hem güler,dünya döner,bebekler büyür,yeter ki sağlık olsun.

7 Haziran 2010 Pazartesi

en güzel 30 yaş hediyem,defnem...


evet, defnem benim hayatımda aldığım en güzel doğum günü armağanıdır,hemde 30 yaş armağanı,çünkü özellikle doktoruma 20 Ocakta alabilirmisiniz? -çünkü benim doğumgünüm-(bir hafta sonrasına gün vermişti doktorumuz) diye sormuştum fakat asla olmaz,erken olur,ne kadar geç olursa o kadar iyi demişti kendisi. Canım kızımız bize sürpriz yaptı ve 20 OCAK 2010 tarihinde saat 13.48de dünyaya geldi.Bir gece yoğun bakımda kaldıktan sonra kuzumuza kavuştuk,Hoşgeldin Defnemiz.Yaşama sırası sende dedik hepimiz ve hepimiz onu sevgiyle kucaklayıp yeni bir hayata perimizde biz de merhaba dedik.

Hoşgeldin Kızım,Çok Yaşa,Çok Gül,Çok Güzel Günler Yaşa.İyiki varsın,iyi ki hayatımızın ışığısın.Seninle Herşey çok güzel.

Defne'me

Canım kızıma,Defneme...

Aslında senin için blog oluşturma fikri daha sen doğmadan önce Sibel teyzenle düşündüğümüz,hatta sen doğduğunda "Defnenin Battaniyeleri" adlı bir blogla girişimde bulunduğumuz fakat benim sadece sana konsantre olup devam ettiremediğim zamandan beri vardı.Fakat bugün birden içimden senin adına blog oluşturma niyetimi gerçekleştimek geldi.Umarım başarabilirim.Buna en çok Sibel teyzen sevinicek kuzucum ve bu blog sen büyüdükçe büyüyecek.Seni Seviyorum Canım Kızım...Sen Benim hayatımdaki ışıksın...